16 Eylül 2016 Cuma

MADALYONUN 2 YÜZÜ

Hedefe ulaştığımda müthiş bir coşku duyarım. Her defasında tam anlamıyla saf bir farkındalık ve mutluluk yaşadım. Hedefi gerçekleştirmek, bana o anda var olduğum haliyle bir olma duygusunu da yaşattı. Ve bu deneyimlerin her biri bana yeni bir vizyon kazandırdı. Her başarı anında, perdelerin açılıp hayallerimin gözlerimin önüne serildiğini ve olasılık çıtalarının tek tek aşılabildiğini gördüm.

Wikipedia tanımına göre vizyon, bir takım olayları gözlerimizin yardımı olmadan (zihinsel) görebilmek ya da algılayabilmektir. Tutku ise, irade ve yargıları aşan güçlü bir coşkudur. Güçlü bir vizyona sahip kişilerin, zaman zaman onları bulundukları yere hapseden mücadeleleri başarıyla atlatma gücüne sahip olduklarını gördüm. Açıkçası vizyon, beni de günlük yaşamın güçlüklerinden, varsayımlarından uzaklaştıran ve yeni tercihlerimde destekleyen bir kuvvet oldu.  Yeni deneyimler her defasında içimdeki tutkuyu harekete geçirdi. Öğrendim ki insan kendini adamadıkça, her an bir tereddüt, geri çekilme olasılığı ve etkisiz olabilme ihtimaliyle karşı karşıya kalabiliyor. Halbuki net bir vizyonun yolunda tutkuyla ilerleyen kişilerde, inanç kaybı ve pes etme gibi yorgun iç sesler umudun, heyecanın ve tutkunun iç sesiyle bastırılıp kendiliğinden kayboluyor.

"Vizyon ve tutku bir madalyonun iki yüzü gibidir. Biri var olmadan diğeri var olamaz."
İnancın ve azmin adı Enes Günel ile yarı maraton

Bence her insanın vizyonu eşsizdir ve yaşamlarının farklı zamanlarında değişir. Bir süreliğine benimkisi gibi özel ve kişiselken, daha sonra büyüyüp dünyaya yayılabilir. Vizyon, odak ve ilgi devam ettiği sürece büyüyebilir. Yol göstermeye ve destekleyici olayları ve kişileri karşımıza çıkarmaya başlayan bir büyüye sahiptir. Geniş bir vizyona sahip kişilerle yaptığım sohbetlerde, onların gözlerine baktıkça yeni dünyalar görürüm. Beni sezgisel olarak içine çekerler, hiç olmadığı kadar düşündürürler ve etkilerler.

Yıllar içinde vizyonlarını belirleyen, bir kaç yıl bu uğurda yoğun şekilde çalışan ve sonra işler bekledikleri gibi gitmediğinde uzaklaşan tanıdığım kişiler de oldu. Zaman zaman yaşadıkları düşüşlere rağmen bu kişiler yollarına devam ettiler. Başka bir alana geçtiler. Yeni bir vizyon uğrunda çalışmaya başladılar. İnançlarını sürdürdüler. Sanki bir gücün onları yönlendirmeye çalıştığı farklı bir istikamete yöneldiler. Bugün bu kişiler zayıf, güçsüz ve bazen de şanssız dönemlerinin ardından kendinden emin ve cesur kişilere dönüştüler.

Herkesin bir vizyonu olduğuna inanırım. Kimileri henüz bunun farkında olmayabilir. Kimilerinin ise içinde, derinlerde bir yerde sessizce yüzeye çıkmayı bekliyor olabilir. Er ya da geç gün ışığını görecektir, tıpkı bulutlara gizlenen bir güneş gibi. Gelmesini sağlamak için uğraşmayın, çünkü zaten oradadır. Bence yapılması gereken çok sevdiğiniz bir şey ile başlamak! İlham veren, heyecanlandıran ve motive eden... Yapılabilecek ve hayal edilen her ne varsa cesurca şimdi başlamalı. Cesaret içinde deha, güç ve sihir barındırır.